Tetik Disiplini ve Ardında Gizlenen Sırlar dediğimizde aslında çok gizemli sırların saklandığı cümleler sarfetmeyeceğim merak etmeyin; aksine dikkatle okuduğunuzda, silah kullanmanın detaylarından birine daha ulaşmış olacaksınız, gerisi çok çok çok fazla egzersizden geçiyor.
Silah emniyeti denildiğinde aklıma gelen ilk iki madde, hatta bunları ALTIN KURAL olarak benimsemekteyim :
  1. Namlu Disiplini : Asla silahını zarar vermek istemediğin bir şeye yöneltme !

  2. Tetik Displini: Parmağını tetikten uzak tut!

Tetik disiplini sadece namlunun önünde olabilecek insanlara verebileceğin zarardan başka kazaları da önleyecektir. Silahı tutmayan diğer elimizi, kılıftan silah çekerken bacağımızı ya da ayağımızı, yanıbaşımızdaki atıcının kolunu bacağını, poligondaki bölmelere, hatta isabet alması halinde sorun ya da zarar olabilecek her şeyi vurmamıza engel olacaktır. Toplamda tetik disiplini parmağın sadece tetiğe dokunmamasının ötesinde anlam taşır.

 

Değerli yasal ve bilinçli silahsever arkadaşlarım,

Silah emniyeti konusunda ne yazık ki birçok insanımız oldukça bilinçsiz ve doğruyu öğretenlere tepkili davranışlar içinde bulunmakta ve bu sorumsuz, cahilce davranışının getirebileceği sorunların madden, manen, vicdanen ne denli ağır olabileceğinin farkında değiller. Birçok değerli ve silah meraklısı genç kardeşim de öğrenmeye çok meraklı, olanakların izin verdiği ölçüde kendilerini geliştirmeye ve sürekli eğitime egzersize önem vermekte. Bu yüzden her yazımda tetik ve namlu disiplininden bıkmadan bahsedeceğim ve uygulanması konusunda ısrarlı olacağım. Ta ki büyük çoğunluk ve hatta belki de herkesin bir gün uyguladığı güne dek.

Silah konusunda dedemden ilk öğrendiğim şey silahı eline alıp, bırakana kadar parmağını tetikten uzak tut. (O zamanlar küçük olduğum için o kocaman ve ağır revolveri ancak beş parmağım kabzede iken kaldırabiliyordum ve doğal tetik emniyetim vardı 😀 ). Zaman geçti büyüdük güçlendik ve kural halen geçerli: “Silahı kutusundan ya da kılıfından çıkarttığın anda parmak tetikten uzak kalacak, ta ki hedefi tanımlayıp ateş etmeye karar verdiğim ana kadar. Bittiğinde ise yine parmak tetikten uzaklaşacak ve silah kılıfının da emniyetli olduğu görülüp kılıflanacak.

Tetik disiplini ve namlu disiplini; Çatışmada yaralanmış bir askerin eğitimleri sayesinde en zor şartlarda bile silah emniyetini gözardı etmediğini görmektesiniz.
Çatışmada yaralanmış bir askerin eğitimleri sayesinde en zor şartlarda bile silah emniyetini gözardı etmediğini görmektesiniz.

Tetik disiplininin önemi sahada da öne çıkmaktadır.  Özellikle çatışma anlarında yüksek nabız, adrenalin pompalanması disiplinel performansa olumsuz etki ettiği anlarda bile kas hafızası olarak andığımız bir nevi refleks davranış haline gelmiş olan tetik disiplini hem kendi hem de çevremizdekilerin zarar görmesini engelleyecektir.

Bir diğer deyişle, parmağınızı silahın sürgü altı gövde kısmında ya da revolverlerde topun üzerinde tutmanız ve bunun artık otomatik hale gelmesi baskı altında parmağınızın en fazla tetik korkuluğuna paralel konuma inmesine izin verecektir. Ancak tetik korkuluğuna yaslanmış bir parmak baskı belki de sütreden sütreye koşarken, hatta en basitinden terli ellerle silah tutarken tetik korkuluğunun içine-tetiğin üzerine kayıp istenmeyen bir kazaya yol açmasına neden olacaktır. Bu yüzden tetik parmağının konumu istisnasız olarak en yüksek ve güvenli konumda olmalıdır.

Tetik parmağının yüksek konumu “güvenlik odaklı tetik kontrolü”ne giden yolda en önemli bilet. Ancak, bu alışkanlık bir sırdan öte bir ipucudur.
Asıl olan sır tetik disiplini ve kontrolünün temelinde yatan “ATEŞ ETMEMEYİ ÖĞRENME” egzersizleri ve alışkanlığıdır. Sürpriz ! 😀

Poligon ve sahalarda bulunduğum her zaman etrafta kalıplaşmış, aynı silah ile ateş etme sıralamasına geliyorum: atıcı silahı doldurulur, parmağı tetiğe yaslar, hedefe doğrulturve şarjör bitene dek tetiğe basar. Parmak ancak silah hedef hattından çekilip şarjör düşürülürken tetikten uzaklaşıyor!

Böylece büyük bir hatayı, “parmak tetikte nişan alma”yı alışkanlık haline getirmekteler. Ne kadar süreyle atış yaparlarsa yapsınlar tüm fişekleri tükenene kadar devam etmekteler.

Bu olumsuz durumun sayısız tekrarı sayesinde beyinlerinde yer eden atış prosedürü “çek ateşle ateşle ateşle ateşle bitince boş şarjörü serbest elle yakala” olmakta.
Sürekli ve her seferinde!
Hatta bu duruma şaka yollu “çeksıkyakala” diyorum.

Peki ya kendini savunan birisi, bir müsabık ya da çatışma alanında personel olsun bu alışkanlık yüzünden ne gibi sıkıntılar yaşayacaktır?
Silahını çeken kişi bir anda ATEŞ ETMEMESİ GEREKTİĞİNİN FARKINA VARIRSA ?

Silahı hedefe doğrultmak sadece saniyenin ondalıkları içinde gerçeklebilir, aynı zamanda durum da aynı hızla değişebilir: Bir anda hedefi ‘dost’olarak tanımlayabilirsiniz, saldırgan silahını bırakıp teslim olur, tacizci dönüp kaçar, masum birisi aniden ortaya çıkar, ya da çok daha hızla müdahale gerekebilecek daha büyük bir tehlike başka bir yönden beliriverir.

Eğer yukarıda bahsettiğim ‘çeksıkyakala’ tiplerdenseniz büyük ihtimalle ATEŞ EDERSİNİZ.
Gerçek hayatta bir ölüm-kalım durumunda parmağın tetik üzerinde olması çok sıkıntı verebilecek, endişeli durumlara yol açacaktır. Disiplin yoksa sıkıntı var, olacak olan budur!

Peki devam edelim. Bahsi geçen çeksıkyakla tiplemesi sık tekrar ettiği için şarjörü sonuna kadar boşaltma alışkanlığını devam ettirmektedir. Devamı ne olur? Tabi ki silahı eline aldığında boşaltana kadar ateşlemeye devam eder.

Bu durum çok riskli ve kötü bir alışkanlıktır. Daha fazla örnekleyebileceğimiz maddelerden iki durum üzerinde durayım:

  • Öncelikle nefsi müdafaa sınırlarında kendinizi savunmanız halinde bile savcı ve hakim cesetten çıkartılmış 14-15 çekirdek yüzünden haklı da olsanız size ciddi bir şüpheyle yaklaşacaktır. Buna uydurulacak bir kılıf bulmak oldukça zor olsa gerek.
  • Akabinde, muhtemelen tamamen tükettiğiniz fişeklerin birçoğuna ikinci bir tehdide karşı ihtiyacınız olacaktır. Hatta üçüncü, dördüncü… !?

 

Bu olumsuz alışkanlıktan nasıl kurtulurum?

Alternatif ve doğru bir egzersiz uygulamalısınız.
Silahınızı hedefe doğrultun, parmağınız tetikte olmasın, ve nişangahlar hedefe oturduğu ve ateş etmeye karar verdiğiniz anda parmağınızı tetiğe koyun. Bu arada ateş etmemeye karar verdiğinizde kazanılmış zamanınız olacaktır.

Videodaki sadece 8 yaşındaki çocuğun tetik disiplinine dikkat. Canlı mühimmat ile ateş etmeyi öğrenmeden önce tetik disiplini eğitimi verilmiş ve idrak edilmiş durumda.

Devam edelim, öğretimizin bir parçası olarak silahı hedefe yöneltin, ama ATEŞ ETMEYİN.
Bir düşünün bakalım: poligonda ya da açık alan çalışmalarında bugüne dek denk geldiğiniz tüm atış yapanlar arasında bunu yapan kaç kişiye denk geldiniz?

Öğretimizin bir diğer parçası “Ateş Etmemeyi Bil” kısmıdır:

Önceden karar verdiğiniz adette atış yapıp parmağınızı tetikten çekin ve silahı indirin.
Sonrasında karar verilmiş bir başka atış adedinde ateş edip parmağı tetikten çekin ve silahı indirin.
Nişan al – ateşle – dur – kılıfla… Tekrar tekrar çalışın.

Hatta mümkünse belirlenen atış adetlerini size yüksek sesle komuta edecek bir yardımcınız olursa daha verimli çalışabilirsiniz:

“İki atış, sol üst.”

Silahı kaldır. Ateşle. Parmağı tetikten çek. Silahı indir.

“Tek atış, sağ alt.”

Silahı kaldır. Ateşle. Parmağı tetikten çek. Silahı indir.

“Atış yok, nişangahta hedef görüntüsü, sağ üst.”

Silahı kaldır. Parmak tetikten uzakta kalıyor. Silahı indir.

… ve benzerleri gibi.

Her komutu uygulamanız parmağınızın tetikten uzak konumda bitecektir. Bundan mutlak surette emin olmalısınız. Daha sonrasında silahı kılıflar ya da şarjör değiştirir vs ne yapılacaksa uygulayın.

Çoğu atıcı sadece şu üç şeye önem vermekte: İsabet isabet isabet! Daha önemli olan ancak atladıkları şey kesinlikle tetik disiplinidir; muhakkak, suçsuz birisini vurmak hayatta istemediğiniz şeylerin başında geliyordur.  Öyleyse yapmanız gereken ilk şey “gerektiğinde nasıl ateş etmem”i öğrenmektir.


tetik-disiplini-02
Bakın görün : Bizler, kendisini “ben iyi avcıyım/atıcıyım, askerde keskin nişancıydım, Dünya’ya silahşör kanıyla geldim” diye nitelendiren ancak bırakın silahı adamakıllı kullanmanın anlamını bilmeyi, akılları ermeyip tetik disiplinini kavrayamayan bir kısım insana her gün denk gelirken, birçoğunun haksız yere vahşi/yamyam dediği adam hepsinden bir basamak öne geçmiş bile.
tetik-disiplini-03
Bu ufaklık kadar olamıyorum demeyin çalışın çabalayın. En azından uzaktan bakan birşeyler biliyor der 😀

Eğitimsiz ve tetik korkuluğunun içinde dinlendirilen bir parmak, şakayla dokunmaya verdiği tepkiyle, bir anlık dikkatsizliğin yol açtığı bir oynamayla ateş alacak şekilde tetiğe çarpabilir. Eğer “silah elimde patladı…” diye lafa giren birisini görürseniz anlayın ki tetik disiplini zaafının eserini anlatacaktır. Eğer bunu parmaklıklar ardındaki birisinden dinliyorsanız namlu disiplini zaafından da emin olabilirsiniz.